• 08/09/2016

Yarından önce dünden sonra… şimdi

Yarından önce dünden sonra… şimdi

Yarından önce dünden sonra… şimdi 960 960 Yonca Tokbaş

Bu fotoğraftaki fotoğrafı çeken Pam Durant Tanlı’ya teşekkür ederim…

Desteklemek, anlatmak isteyip atladığım şeyler var. Bunu bana hatırlatan küçük bir kız çocuğu oldu bu sabah.

Ela’ya teşekkür ederim.

Uzun zamandır instagram’dan olsun, kendi çevremden olsun birilerinin yaptığı şeyleri görüp “baksanıza ne güzel bi şey var” demek istiyorum. Bazen tamamen dalgınlık, bazen saçma sapan çekinceler, bazen de resmen yüreğimin kapısının kitlenmiş olmasından yapamıyorum. Yani şu an böyle düşünüyorum.

İnsan bi döneme giriyor, içinde her şeye öfke, şüphe, kırgınlık. Sanki gözüne gönlüne bir perde inmiş, her şeyi bi tarafından algılıyorsun. Ya da yorgunsun bunları düşünmek istemiyorsun.

Uzun lafın kısası bu yazı tam da Daldan Dala Yonca yazısı.

Daldan dala aklımda bir süredir takılı olan şeyleri yazıyorum alt alta, düzensiz, rastgele.

Merak edip izlemek, bakmak, takip etmek isteyenlere tek tavsiyem Instagram hesaplarına bakmanız.

Onlar da durduk yerde nereden çıktı şimdi bu diyecekler. Vallahi bilmiyorum.
Geldi işte içimden, yazdım. Daha bir dolu insan var yazmak istediğim.

Bizim ufak kitap kurdu Talya İris Tokbaş, ha deyince hazır destek Gözde Uysal, sağduyum Feyza Ramazanoğlu’nun fotoları, Zeytin Dostu Derneği’nden bana kocaman destek veren güzel insanlar, her daim çizimleriyle imdadıma yetişen Pınar Büyükgüral Pino… ohoooo yaz yaz bitmez içimdekiler.

Elbet gelir onların da bir zamanı. Bazen ha deyince aklıma tek yazacak şey gelmiyo. Bazen de tam şu an olduğu gibi saniye zamanım yok, destan yazasım var!

Her neyse vardır elbet her şeyin bir hayırlı zamanı.

Bu yazıyı yazıp uçarak ikizlerin yanına gidiyorum.

Demir eve çıkmıştı, bugün Mavi de çıkıyor!

Mutluluktan uçuyorum!

Tüm dualar işe yaradı… Candan teşekkür ediyorum!

Yonca

“hafifleme”

******************

@merve.ulker_

Merve aslında bankacı. İşini filan çok irdelemiyorum. Bildiğim şu; o da koşuyor kendine özel kim bilir hangi nedenden dolayı. Ve de çok güzel şekersiz fıstık ezmesi yapıyor. Çikolatalısı da şahane!

Ben aynısını kendim yapabiliyorum. Hatta benim tarifimde içinde Hindistan Cevizi yağı da var. Çocuklarla çok sevdik o tadı. Ama zamanım olmayan ortamda yapamıyorum. Aletim yok yanımda. Halim yok. Seyahat halindeyim. Bu yaz ona sipariş verdim, ondan aldım. Acayip işime yaradı hem yazlıkta, hem Runfire’da sabah kahvaltısı, akşam gücü vesaire derken. Spor yap yapma, bu fıstık ezmesi nefis valla!

@drnurhayatgul

Ben nereden öğrendim kendim bütün bu tür tarifleri ve nicelerini derseniz, hep Nurhayat öğretti bana.

Doktor Nurhayat Gül. Hayır o bir diyetisyen değil. Tıp Doktoru. Uzmanlık alanı genomiks. Umarım yanlış yazmadım. Çünkü bence o insanlara hayatlarını nurlarla armağan eden bir doktor. Adının vaad ettiğini veriyor sana… hayatında, bedeninde, ruhunda güller açıyor.

Evimde granola yapmayı da, besinlerin yan yana geldiğinde ne şifalar yarattığını da hep ondan öğrendim. Yaşadığım beslenme sorunu aslında daha çok zihinsel ve ruhsal. Çocukluğumdan kalan besinle ilgili şartlanmalar da var içinde belki. Bunu ayrı yazıcam.

Her neyse, Nurhayat 5 yıldır filan bunu söylüyor ama, ilk defa bu sene anlıyorum ki keyifle zevkle CANIM istediği için yersem bi şeyleri, doyuyorum. Mutluyum ve doygunum.

Yemek yemeyi bir görev veya sorun veya zorundalık değil de keyif ve ihtiyaç olarak anlamaya başladığımdan beri bi şeyler değişti, hem içimde hem bedenimde. Tarifini tam yapamıyorum ama Nurhayat’ın bana yıllardır “Yoncacım ne olur kendine eziyet etme, mutlu ve şükrederek ye ve rahatla” dediği şeyi yaşıyorum sanırım. Nihayet!

Tabi kışın yine bunalıma girip bu dediklerimi unutmazsam. 🙂

Nurhayat’ın bir doktor ve insan olarak bana, benim gibilere ve başkalarına kazandırdığı şey çok başka. Durup durup günde en az 10 kere içimden ona teşekkür ediyorum. Bunu ancak yaşayan bilir. Dilerim sizin de bir gün size NUR HAYAT armağan eden, yüzünüzde güller açtıran bir doktorunuz, arkadaşınız, güvendiğiniz olsun.

@sporkocuhalil

Halil Emre. Kaç kere milli olmuş, çocukluğundan beri bisiklete binen bir bisikletçi o.

Halil bisiklet deyince aklıma gelmiyor bir tek.

Arkadaş ve başka bi naif, saf ve temiz yürek o. Damla’nın bize kazandırdığı bir kocaman kalp. Çok çok bilgili. İnsan sinir oluyor haklı çıktığında. Yahu insan her şeyi mi bilir. E biliyor. Ve bu Dünya’nın kokoşluğunun boşluğunun farkında. O yüzden hakkını savunması çok güç. Herkes caf caf içinde, Halil ise Halil. Çocuk saflığında söyler ve yapar bi şeyleri. Sabrın kitabını yazar. Yüreğin darken bi şeyleri yapamamak nedir anlar. Sen beklersin ki seni zorlasın; ama için istemez zorlanmak aslında. O da seni kendi haline bırakır. Dileğim çocuklara bisiklet anlatsın, sevdirsin. Takılsın onlarla. Bu yaz çocuklarımla geçirdiği zaman zarfında bunu gördüm. Eğlenerek sırf hoşuna gittiği için bir şeyleri yapsın çocuklar derdinde. Hedef hırs peşinde değil. Başarı dediğin zaten keyifle mutlulukla yapılan şeyin sonunda geliyor nitekim.

Parasını hak ettiği gibi kazansın istiyorum. Rızkını spordan kazansın ve rahat etsin istiyorum. Çünkü hak ediyor.

@sdnrcelik

Seda Nur Çelik.

Bu çılgın deli ve alem kız hiç aklımdan çıkmıyor. Hele bu yaz Runfire’dan beri ne zaman gözümü açsam karşımda gözleri. Kalbinin açıklığı, her şeyi filtresiz bir coşkuyla bu kadar içten paylaşabilmesi benim içimde kalan hayatımın bir kesitini zaman tünelinde karşıma canlı çıkartmış hissi veriyor. Seda, spor hocası. 120 yaşında olsan, mutsuzluktan geberiyor olsan da ayağa kaldırır seni. Yarışırken yaşadıkları, yaşadıklarını dile getirişi, çabasını ve hakkını yaşayış arayış şekli, çadır arkadaşlığı, dürüstlüğü, mertliği asabını bozar insanın. Nefis bi şey! Ulan nasıl bi insan bu kadar şeffaf olur der durur, kendine şaşarsın.

İyi bi şey dedim burada ha.. 🙂

Adı gibi o. seda nur ve çelik. Kahkahası sesi kocaman. SEDAsı yani. Nur gibi ve Çelikten bir kadın o. Çok insana değsin kahkahası enerjisi kalbi ve çat diye söylediği gerçekliği.

Ve bu sene, 16 gün sonra başlayacak Likya Yolu Ultra Maratonu’nda, 5. Gün etabında, Gelidonya Feneri’ni görsün dilerim. Geçen sene öyle hızlı koşmuş ki, koca feneri görmeden geçmiş. Hala bunu anlattığı o an gözümün önüne gelince hem gözlerim doluyor, hem gülüyorum. Hayatı hızla yaşarken ıskalamadan hissetsin. Dileğim budur. Bi başka dileğim daha var, o bunu biliyor. 😉

@goksencinar

Göksen Çınar… Hem ironman/demiradam kendisi hem de bu yola kafayı takmışların spor hocası. Ortağı Özgür Aksaman -ki biz ona kısaca AXA diyoruz- çok ilginç bir ikili. Yüzbinkoş’u kurmuşlar. Bence oradaki “yüzbin” yakında rakamsal olarak gerçek olacak çünkü, sürekli aramıza birileri ekleniyor daha da spor yapmak daha da bilinçlenmek için.

Ve Göksen demiştim, evet.

Runfire 2015’de Angaranın Bağları diye diye sürekli dans ettik, öyle tanıştık. Ah benim duygusal deli kanlım diyesim var ona.

Bedeni kalbinden hızlı, kalbi bedeninden büyük, en büyük çocuğum gibi.

Bi kızıyorum, bi kıyamıyorum, bi çok seviyorum, bi ulen deli len bu diyorum, bi afacan, bi çok duygusal, bi çok bilgili bi çok haylaz bi de çok acelesi var, biliyorum.

6 aydır bana antrenman yaptırıyor.

O da bendeki potansiyele benden çok inananlardan. Haklı. Zaten kimle çalışsam haklı. Ama ben de haklıyım. Göksen bi inatsa ben iki inat. :p

Ben bu yaşımda, koşarak kaçtığım kurumsaldan sonra, kurumsal kılıklı spora dönmemek için direniyorum; o da kendini bu garip benle sınıyor. Daha yeni Dünya Şampiyonası’nda yarıştı Ironman70.3 Avusturalya’da, döndü. Likya’da koşucaz yine. O bana daha iyi yapabilirsin dicek, ben de ona, ya ama ben geze geze gelicem diycem :).

Onun sporu ve hayatı yaşayış şekli beni de başka türlü etkiliyor. Mesela bana sürekli kendimi hor gördüğümü fark ettirdi. Bana yapabileceğimi yapmadığımı söylemesine acayip kıl oldum, haklıydı çünkü. Ben bunu sadece sporda değil, hayatımın birçok yerinde yapmadım, yapamıyorum. Kırmam gereken zincir bu işte. O yüzden bu çocuk da benim için özel. İkimizin çocuk kalbi didişiyor arada. Ben onu ters köşeye itiyorum, o beni. Böyle yapa yapa sayesinde hayatımda ilk defa yüzmeyi sevdim kış vakti. Hatta saçma sapan önyargılarım, korkularım vardı en tanıdığım yerde yüzerken bile, bana o gıcık olduğum antrenmanlarıyla bi de üzerine hiç yorum yapmamasıyla aslında çaktırmadan tatlı bir hırs ve yapma gücü verdi.

Mutlu olsun istiyorum. Kendini rahat bıraksın istiyorum. Kendine gülsün istiyorum. Bi de ne olursa olsun, en tadı kaçık anda bile dans etsin mutlaka! 9-8 miydi adı? Hah işte.. Ondan çalsın oynasın. Rahatla çocuk. İyisin. Bi de bi şey daha var, onu da bi lahere söylicem konuşunca 🙂

@erdemoner78

Erdem Öner’le tamamen tesadüfen tanıştım. Yani tanışmadım, instagram’da bi şekilde oradan oraya kafama gönlüme mantığıma yatan birilerini takip ederken çıktı karşıma. Tanışmış gibiyim. Kafama denk olan birilerini akraba gibi yaşıyorum ben. Of of of! Nihayet Türkiye’de doğruları yazan söyleyen paylaşan bir insan varmış dedim. Gıda Mühendisi kendisi. Sanırım Tübitak’da. Nerede ne olduğu önemli değil, adamın yazdıkları gerçek. Yazdıklarını ağzımın suları akarak okuyorum. Öğreniyorum. Tartışabiliyorum. Çok tavsiye ediyorum. Aydınlanmak için, gerçek bilimsel ve doğal bilgi için bakınız! Bilmek iyi gelir. İnsanın içine güven gelir. Yapabileceklerinizi yapabileceğinizi görmek rahatlatır.

….

Allaaaaaaaah, mahvoldum!

Bi yazmaya başlamışım saat kaç, ve kaç sayfa olmuş! Bu yazı bitmez abi! Daha bi dolu şey vardı.. İnsan vardı… Yetişemedim yine yine yine yine.. Ey zaman… Zaman tanı bana.. 🙂

Kaçtım…

Yonca

“nefes al canım nefes zamanın var”

 

Müzikli dip not: Zuhal Olcay’dan gelsin madem.. Cuk oturdu söz ve müziğiyle…

 

Leave a Reply