Yonca ile Koçluk Deneyimi
Eğitimimi, Dünyanın en büyük koçluk okulu olan CTI, Co-Active Training Institute’da, 2014’de tamamladım. “İletişim”, “Kariyer Koçluğu”, “Potansiyelini Keşfetmek”, “Kendimle ve Çevremle İlişki-İletişim”, “Kabuğumu Kırmak” özel ilgi ve niş alanlarım. Bireysel ve takım koçluğu yapıyorum.
Co-Active Koçluk modeli güçlü bir yapı olarak, koçluk sürecinde bireylerin kendi cevaplarını bulmasını, kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmasını, güçlü ilişkiler kurmasını, yaratıcılığını devreye sokabilmesini ve eyleme geçmesini sağlar. Bu model her bireyin doğuştan yaratıcı; kendine ait biricik çözümlerle donanımlı, ve gerçekleştirmek istediği her türlü değişimin cevabının da kendinde olduğunu baştan kabul eder.
Ben de profesyonel bir koç olarak; danışan kişiye güçlü sorular sorarak, kendi yaratıcı cevap ve çözümlerini bulmasına aracı oluyorum. Sizi önyargısız, karşılaştırma yapmadan dinlemek; içgüdülerimi ve koçluk tekniklerini kullanarak değişim ve dönüşüm için harekete geçmenize eşlik etmek için sizinle bir, sizin hızınızda çalışıyorum.
Kişinin kendine has çözümlerini yaratıp keşfetmesi için yarenlik; hem danışan hem koç için eşsiz bir deneyim ve yol arkadaşlığı.
Hayalleri için yola çıkmaya çekinip de destek arayan, kendine olan inancını, güvenini geri kazanmak veya bulmak için çırpınan;
Hayat amacı nedir, böyle bir amacı var mıdır bulmak isteyen;
Hani “o an geliyor ve kilitleniyorum” dediği kilidin anahtarını bulup açmak isteyen;
Kendini ifade etme gücünü geliştirmek, kendini ortaya koyabilmek isteyen;
İşini yaparken, yaşarken taşıdığı kaygıların bile aslında işine yarayabilir bir özellik olabileceğini keşfetmek isteyen; Gücünü, cesaretini, yaratıcılığını hatırlamak, yeşertmek isteyen..
İş değiştirmek veya yeni bir iş kurmak isteyen kişinin neleri nasıl yapabileceğini; kendine has ve ihtiyacına odaklı yol haritasını çıkartmak için beraber çalışıyoruz. Kişinin kendiyle olan ilişkisinden başlayarak, iş-eş-aile-hayat ilişkilerinde farkındalıkla çalışmak, benim bir koç olarak güçlü olduğum ve işe yaradığım alanlar.
Bu alanlarda ben de çok zorluk ve bocalama yaşadım, ben de destek aradım ve eksikliğini gözlemlediğim ihtiyaçlardan yola çıkarak özellikle bu alanda kendimi geliştirip uzmanlaşmak için koçluk eğitimlerimi tamamladım.
Yukarıda saydığım niş konuların dışında da, koçluk almak için gelen her kişinin/takımın ve kurumun ihtiyacına odaklanıyoruz.
Önyargısızca dinlenmek ve duyulmak, hem iyileştirici, hem yapıcı; hem de insanın hayalleri için harekete geçirecek bir güce sahip.
Söz konusu bir kurumsal-takım koçluğu olduğunda da, iletişimde yaşanan dönüşümün, verimlilik ve insan kaynaklarına ölçülebilir etkisi var.
“Derdini söylemeyen derman bulamaz” deriz ya, işte koçunuz olarak ben de, sizi dilemek ve kendi dermanınızı bulmanıza tanıklık için buradayım.
Görüşler
Sanırım otuz yılı aşkın süredir iyileşme, dönüşme, fark etme yolundayım. Bireysel danışmanlık yapıyorum. Korkumu önce yok sayma, sonra kurtulma ya da yok etmeye çalışma, sonra da onu kabul etme yolculuğum sırasında çok fazla sistemle tanıştım. Eğitimler aldım. 10 yıl Beyoğlu’nda restoran/bar işlettim. Çok insanla tanıştım. Hikayelerini dinledim ve açıkçası çok az insandan etkilenirim. Yonca, bendeki sandığın kilidini açtı. Çocukluğunda bile ciddi, ağırbaşlı, sakin olan o çocuk, galiba eğlenmeye ve canlanmaya hazırdı. İçimde var olan canlı dinamik neşeli çocuk, KOÇ Yonca’yla çalışırken çok etkilendi. Çok teşekkür ederim.
U.O.
Çöldeki Bereket Semineri mesela, kendimde farkına varmadığım bazı susuzlukları görmemi sağladı. Aslında her kelime bir tohum. Yaşam motorumu harekete geçiren dişlilerden biri de takıntılarımmış meğer. Bu fikirlerle heyecanlandım. Günlük hayatımızda heyecan uyandıracak bir şeyle ne kadar sıklıkla karşılaşıyoruz ki. Bu yüzden çöldeki bereketle susuz kalmış yerlerimi sulamaya devam etmek istiyorum. Yonca’ya çok teşekkür ederim; zamanını, zihnini ve koçluk tekniklerini kullanarak bizimle paylaştığı çalışma için. Yenilerini bekliyorum.
“Çöldeki Bereket Semineri” nedir anlat deseler zorlanırım. Anlatılmaz, yaşamak lazım! Yonca’nın cesurca ve tüm samimiyeti ile açtığı kapıdan girerseniz, 2 saatlik keyifli bir yolculuk başlıyor. Her durakta “size özel” farkındalıklar çıkıyor karşınıza. Belki geçmişle, belki gelecekle belki de bugünle ilgili. Üstelik Yonca’nın bunlarla ilgili yaptığı yorumlar, önerdiği farklı bakış açıları da cabası. İyi ki dediğim ve tekrarını beklediğim keyifli ve ezber bozan bir buluşmaydı.
Yonca’yla koçluğa başladığım daha ilk anda, elimi sımsıkı tuttuğunu hissettim. Benimle yürüyebilmek, tökezlediğim yerde destekleyebilmek için kalbinin bütün odacıklarını benim için açtığını hissettim. Kimi denize, kimi ormana, kimi dağlara ve mağaralara açılan, perdeleri uçuş uçuş, mis kokulu, anne karnı gibi güvende odalar. O kalbin odacıklarında dinlendim, nefeslendim, salya sümük ağladım, derinlere daldım çıktım; balçığa saplandığım yerden debelenmeden, yumuşacık dokunuşuyla çıkmaya cesaret ettim.
Yaptığı şeyin adına Koçluk deniyormuş ama Yonca bence büyücü. Kadim bilgileri modern zaman öğretileriyle birleştirirken, derya deniz sevgisini, şefkatini, ilgisini sonuna kadar hissettiren ve bunu yaparken kendi gerçekliğini de paylasan bir ruh. Hıçkıra hıçkıra ağladığım bir anın fonuna “ağlamak güzeldir” açıp benimle birlikte ağlayan, yeri geldiğinde en karanlık yanımı sahneye davet eden ve benimle öfkelenen, gözlerimi kapatıp kendimi ararken varlığıyla yolu açan eşlikçim. Keşke hep yanımda olsa, keşke hop diye kahve içebilmeye yanına gidebilsem dediğim ve özlediğim..
“Hayallerime, hedeflerime, isteklerime ulaşmak istediğim yolculuğumda, kestirme yolları bulmam için bana eşlik eden…
Yolculuğumda inşaa ettiğim, kendime ulaşmamı engelleyen duvarlarımı; sorularında bulduğum cevaplarımla kırmamı sağlayan…
kendi özdeğerime, farkındalığıma ulaştıran…
Zifiri karanlıkta çıkış yolunu ararken, önüme geçen herşeye çarpıp düştüğüm o anlarda bana kalkmam için içimdeki gücü hatırlatan YOL ARKADAŞIM, KOÇUM YONCA!
Bu paha biçilemez deneyim ve kendi dünyamdaki rehberliğin için sonsuz teşekkürler.”
“Co-active coaching kendime verdiğim en değerli hediye. Kendimle ve iç gücümle tanıştığım bu biricik ve kıymetli tecrübede bana eşlik eden, yoldaşım olan Koçum Yonca’ya çok teşekkür ederim.”
“Yonca ile koçluk hayli kışkırtıcı, bazen rahatsız edici gibi. Kafa karıştırıcı gibi; ama sonunda kazanılan iç görüş ve hayatının farklı alanlarına tuttuğu ışık çok farklı.
Aradan uzun zaman geçti ve Yonca ile geçirdiğim sohbetler sonrasında kafamda oluşan soruların bazılarına hala cevap arıyorum. Ama anladım ki cevabın kendisinden daha kıymetli olan bu arayışlar. Kendinle yüzleştiğin ve her defasında suratına bir tokat yediğin pek çok farklı seans ve sonunda asıl ‘sen’ e yaklaştığın ve onunla eğlenceli bir arkadaşlık kurduğun bir deneyim.”
Yüreğimi dinlemeyi öğrendim, kendi kendimin rehberi olmayı. En doğruyu bana kalbimin söyleyeceğini öğrendim.
Ne kadar çok önyargım olduğunu öğrendim ve onlara bakmayı onları bırakabilmek için çalışmayı öğrendim.
Binbir duygunun ve düşüncenin arasında savrulmak yerine, artılarını eksilerini sıralayıp bana en yakın kararı nasıl verebileceğimi öğrendim.
Duygularımı ertelememeyi, baskılamamayı öğrendim.
En abuk yerde ağlayasım varsa ağlayabilmeyi, gülesim varsa gülüp özüme dönmeyi, çocuk halim aslolan odur, onu öğrendim.
Hayatta her durumdan çıkabilmek için anahtarlarım var artık. Onlarla her kapıyı açabilirim gibi geliyor.
İnandığım ve istediğim şeyleri korkmadan yapmayı, korkmadan adım atmayı öğrendim.
Bir olayın sonunda acı yaşayacaksan onu da göze alarak yaşayacaksın. Yaşayacağını, dibine kadar yaşayacaksın, yaşayacaksın ki yarına tortu kalmasın, içinde geçmişi düşündüğünde yüreğin mis gibi temiz olacak.. Yonca ile koçluk sürecinde bunları yapabilir hale geldim.
“Hayatımda ilk defa bir “co-active koçla” (hem de daha hangi derde deva olacağını bilmeden ) çalıştım, danıştım. Karşılaşmam benim icin bir dizi tesadüfler zinciriyken sonrasında tesadüf diye bir şey yoktur’a inandım. Benim içimde kaç tane ben varsa tanışmama vesile oldu Yonca. Değerlilik ve yeterlilik kavramlarının negatif taraflarıyla boğuşurken, Küçük Emrah modundan seans sonunda Zeyna/ He-Man gibi çıktığımı hissettim. Gücümü ve güçsüzlüğümü tanıdım. Sınırlarımı bildim ve ‘hayır’ diyebilmenin özgürlüğünü tattım.
Yonca’nın kullandığı metodlar değişik. Bazen aykırı (üstüme sandalye koyup boynu bükük otutturmak gibi) olsa da, bir kapı açmama vesile oldu iç dünyamda.
Teşekkürler Yonca.
Sayende beni daha çok seviyorum.
Bu arada seni de 😉 “