• 29/06/2020

Ben bu hayatta “Etki” yarattım

Ben bu hayatta “Etki” yarattım

Ben bu hayatta “Etki” yarattım 521 1024 Yonca Tokbaş

Sana hayatta ne yarattığın sorulduğunda verdiğin onlarca cevap içinden gidip “etki” kelimesini seçersen durduk yerde, içinden öyle geldiği için, kendi kendini uçsuz bucaksız patikalarda kaybolurken yol bulan, korkarken cesur davranan, üzerine oturan öküzle didişen, hatırladığın anılarla tepişen bi halde yakalaman gayet olasıdır.

İnsan bazen bir şeyi neden nasıl yaptığını hiç bilmiyor. Ne bileyim fasulye pişirmek istersin. Çünkü fasulyen vardır. Malzemelerin de vardır. O günün yemeği fasulyedir. Dolayısıyla neden ve nasıl yaptığına dair soru soruldu mu cevabın da çok basittir.

Bu hayatta neler mi yarattım ben?

Arı sevgisi……..etkisi.
Kırmızı ruj sürme……..etkisi
1 kitap… yazdım.. yarattım
Doğa sevgisi…..etkisi
2 yuva
2 evlat
Zeytinler… zeytin ağacı sevgisi… ekmesi hasadı… etkisi
Tepki
Aşklar
Açık kalp etkisi
Keyif…
Çıplak ayakla yaşamak, özgürlük hissi… etkisi
Luna Sandaletlerle koşma… etkisi
Binlerce insana koşma zevki şevki cesareti etkisi
STK’lara kaynak…
Hayatta bi yer…
Yazılar… konuşmalar… ilişkiler…..Meyveler…
Kısa uzun gerçek hikayeler…
Web sitem…
Koçluk…
İnanç…
Güven…
Kazanç
Keyif
Eğlence
Tohumlar…
Kısmet şans… rısk…
Köy Evim…
Toprak aşkı…
Küçük mutluluklar
Yeterle yetinme cesareti
Cesaret…
UMUT…

Ben bu hayatta bir “etki” yarattım!
Aa… aaa….
Ben, yola çıkarken bi mesaj kaygısıyla çıkmadığımı anladım.
Hiç kendime şöyle zamanı yaydıra yaydıra soramadığım, sorsam da cevaplarını yazmak zorunda kaldığım bir zamanım olmamış. Mesela bugün onu fark ettim.

Ne yarattın kızım lan sen bu hayatta?
Meyve, sebze, iki çocuk, ilişkiler, bağlar, yüreklendirme, arı ve koşu sevgisi.. bık bık bık bık… ve “etki”. Vay be… çok havalı oldu böyle yazıverince. Havalı olsun diye seçmedim ki!
E seç bi kelime içlerinden deyince Yeşim Hoca, seçtim pıt diye “Etki”.
Etki.
Hmm…
Kendin ettin kendin buldun Yonca…
Yaz bakalım madem şimdi, yaratmak istediğin neydi’sini…
Yahu ben hiç etki filan yaratmak istemedim. Yola da haydi ben bir şey yapayım da etkisi olsun diye çıkmadım. Yola bir şey yaratma kaygısıyla da çıkmadım.
Ben yola GÖNÜL’den çıktım.
Bi baktım, bakıyorum yani şimdi, ben yaşarken, yazarken paylaşırken yaratttığım şey yazı mazı zannederken, yarattığım şey “etki” olmuş. İnsanların verdiği tepkileri, bana söylediklerini, yaptıklarını görünce yarattığımın “etki” olduğunun farkına vardım.

Teşvikler, goygoylar, aferinler gazladı beni. Baktım bu iyi bir his, şahane bir alışveriş, devam edesim geldi. Gerçi bunu bile böyle düşünmemişim, şimdi yine yazarken anlıyorum.

Hani insan kahve sevdiği için içer ya… keyif verir… tadı hoş gelir. Çok düşünmezsin “ulan bu kahve bana bunu veriyor diye yapayım” demezsin. O eylem içinden gelir yaparsın. İçerken de, bi iyi geldi dersin geçersin. 10 saat tantana yapmazsın…
O keyif, o etki, o an organiktir.
Böyle bi şey benimkisi.
Böyleymiş yani. Şu an bunları yazıyorken anlıyorum. Yazarken utanıyorum. Utanma Yoncacım diyor bi yanım da öyle yazıyorum.

Etki yaratma aracımın yazılarım, paylaştıklarım olduğunu görür oldum yaşadıkça, yazdıkça.
Tek ihtiyacım olan şey, bana kalbimi açabileceğim o mekanı, platformu bulmak aslında. Bazen en çok o koyuyor. Yerimi yurdumu mekan ve zamanımı bulamıyor olmak beni zorluyor.
Hakkımın çalınması, veya teslim edilmemesi taş döşüyor yoluma. Hani telifi ödenmeden çalınan müzik olmak, hakkı ödenmeden elden ele dolaştırılan kitap pdf’i gibi olmak çok koyuyor bana.
Kaçasım geliyor, susuyorum, çekiliyorum deniz gibi. İçime attığımda tsunami oluyorum sonrasında.
Artık geri çekilip tsunami olmak istemiyorum ben.
Bitti o içimdeki etkiye tepki dönemi.
Ben yaşamaya devam etmek istiyorum.
Ben paylaşmadan, hislerimi ciğerimden döke saça yazıp yaşamadan olamadığım için böyleyim ya zaten… eee… ben bazen başkalarında gördüğüm ve ürktüğüm o etki yaratma niyeti içindeki hoşuma gitmeyen bi şeyi sezdiğimde niye geri çekiliyorum ki… onun yolu niyeti ona, benimki bana.

Ben kimim ki bir başkasının kendinde bile olmayan kaygısından nemalanıyorum?

Etki yaratıcam çabası değil de, çabasızlığı hoşuma giden tüm bu süreçte.
Böyle kalsın içimdeki yaratma şeysi.
Zehirli mi değil mi bilmediğimden öldürmek zorunda kaldığım bir örümcek olup çıkmasın karşıma yeter ki.
O örümceğin hikayesi de başka bi zamana…

Yonca
“karar”

Leave a Reply